Maldivler’in beyaz kumlarını ve masmavi kıyılarını görmeyi hayal ediyor musunuz? Pamukkale kaplıcalarının bembeyaz teraslarını görmek istediniz mi? O halde Antalya Salda Gölü ve Pamukkale’ye yapacağınız bir tur, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmenize yardımcı olacak!
Antalya Salda ve Pamukkale turu, size Salda Gölü’nün beyaz kumlu plajı boyunca yürüyüş ve masmavi suda yüzme fırsatı verecektir. Bu göl, Maldiv adalarına inanılmaz benzerliği nedeniyle genellikle “Türk Maldivleri” olarak adlandırılır.
Salda Gölü, Türkiye’nin en temiz ve en derin gölüdür. Derinliği 184 metredir. Masmavi Salda Gölü’nün yaklaşık 2 milyon yıl önce oluştuğuna inanılıyor. Bu göl aynı zamanda vücudunuzu iyileştirebileceğiniz mineral bakımından zengin şifalı çamura da sahiptir.
Güzel Salda Gölü dağların arasında yer almaktadır. Çam ormanları ve bembeyaz renkli kumsalları ile doğal park size unutulmaz bir duygu fırtınası yaşatacak!
Türk Maldivleri’nden çok uzak olmayan bir yerde, UNESCO listesinde bulunan Pamukkale’ye gideceksiniz. Bu beyaz travertenlerin oluşum tarihini duyacak, Yunan tanrılarının efsanelerini öğrenecek ve bu doğal hazinenin güzel fotoğraflarını çekeceksiniz.
Dahası antik çağlardan kalma birçok nefes kesici anıtın hayatta kaldığı kutsal şehir Hierapolis’in kalıntılarında kutsal havariler Philip ve Bartholomew hakkındaki efsaneyi öğrenecek, infaz yerine dikilmiş bir kilisenin kalıntılarını göreceksiniz.
Tur Günleri: Çrş, Cmt.
Tur Saati: 05:30 – 21:00
Buluşma Yeri: Antalya otellerinden ücretsiz transfer
05:30 – 21:00
Antalya Otellerinden Ücretsiz Transfer
Sabah erken şafaktan önce, konforlu bir otobüs sizi otelinizden alacak ve Türkiye’nin en önemli ve güzel köşelerinden birine doğru unutulmaz bir yolculuğa çıkacaksınız. Türk Maldivleri’nin yumuşak beyaz kumlu plajlarında dolaşacak, Türkiye’nin en saf ve en derin gölü olan Salda’nın masmavi sularında inanılmaz fotoğraflar çekeceksiniz. Gölün bu berrak sularında yüzebilir veya bir yamaç paraşütüyle üzerinde uçabilir, gölü kuşbakışı seyredebilirsiniz.
Daha sonra doğanın yarattığı inanılmaz bir yere, dünyanın sekizinci harikası Pamukkale’ye gideceksiniz. Sadece Türkiye’de bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan eşsiz bir doğa fenomeni olan kar beyazı travertenleri görebileceksiniz. Bunlar, basamak gibi birbirinin üzerine çıkan doğal termal su havuzlarıdır.
Hierapolis antik kentini ve iyi korunmuş büyük amfi tiyatrosunu ziyaret edeceksiniz. Antik kentin iyi korunmuş sokaklarında yürüyebilir ve gerçek Roma hamamlarını görebilirsiniz. Roma İmparatorluğu mimarisinin görkemli sütunlarına hayran kalacaksınız. Rehberiniz size Hierapolis şehrinin tarihini ve Kleopatra’nın ünlü şifalı havuzunu anlatacak. Suyu tüm yıl boyunca 36 * C tutan bu havuzun maden sularında yüzebilirsiniz. Bu havuzun bir güzellik ve sağlık kaynağı olduğuna inanılıyor. Kleopatra’nın gençliğini ve güzelliğini korumak için bu sağlık merkezine gelmeyi sevdiği düşünülmektedir.
Eski binalarda yürürken, Roma İmparatorluğu’nun geçmişine dalacak, o zamanın ruhunun tadını çıkaracak ve geçmişin mimari dehalarına hayran kalacaksınız.
Eğer isterseniz ve cesaretiniz varsa Hierapolis Antik Kenti’nin üzerinde ek bir ücret karşılığında Yamaç Paraşütü yapabilirsiniz.
Antalya’dan ayrıldıktan sonra Toros Dağları arasında bulunan eski Korkuteli şehrine gideceksiniz. Tarihi Bizans İmparatorluğu’nun başlangıcına kadar uzanmaktadır. Ancak bugünkü adını, mağaralardan birinde kardeşi tarafından öldürülen Osmanlı şehzadesi Korkut’un onuruna Osmanlı İmparatorluğu döneminde almıştır. 1207’den beri Korkuteli şehri yerli halk tarafından yazlık konut olarak kullanılmaktadır. Bu tarihi şehirdeki restoranlardan birinde klasik bir Türk kahvaltısı sizi bekliyor.
Lezzetli bir kahvaltının ardından muhteşem Salda Gölü’ne gideceksiniz. Beyaz kumsallarını ve inanılmaz masmavi suyu görmek sizi şaşırtacak. Salda Gölü, Türkiye’nin en derin ve en temiz gölüdür. Derinliği 184 m. Masmavi Salda Gölü’nün yaklaşık 2 milyon yıl önce oluştuğu düşünülmektedir. Şaşırtıcı bir şekilde gölün etrafındaki kayalar, Mars’ta da bulunan magnezit ve magnezyumu içerir. Bu uzay unsurları Dünya üzerinde sadece iki yerde bulunur – Salda Gölü ve Maldivler’de. Dolayısıyla Salda Gölü’ne neden “Türk Maldivleri” denildiği anlaşılır.
Jeolojik özelliklerinin dışında magnezyumla doymuş göl kıyılarının yakınında bulunan şifalı kilin varlığı da yer almaktadır. Bu kil, hidrojen sülfür çamurunun aksine kokmaz. Yararlılığı birden fazla tatilci tarafından test edilmiştir. Uzmanların da belirttiği gibi, sıcak bir günde inanılmaz derecede ferahlatıcıdır.
1,5 saatlik boş zamanınızda Salda Gölü’nde bulunan kilin iyileştirici özelliklerini kendiniz test edebilirsiniz. Kil gölün yanında ayrı bir rezervuarda yer almaktadır. Kristal berraklığındaki gölde de yüzebilirsiniz ancak Salda Gölü’nün deniz seviyesinden 1193 metre yükseklikte yer aldığını ve içindeki suyun oldukça serin olduğunu unutmayın. Suyun tadı tatlıdır.
Masmavi Salda Gölü’nde yüzmek istemiyorsanız, bembeyaz sahil boyunca yürüyebilirsiniz. Sadece güzel manzaraların tadını çıkarmak için değil, aynı zamanda güzel fotoğraflar çekmek için de zamanınız olacak.
Yolculuğunuzun bir sonraki noktası Pamukkale olacak. Pamukkale’nin kaplıcaları, doğanın kendisinin yarattığı inanılmaz bir yer. Sadece Türkiye’de var ve UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor. Yamaçları bembeyaz travertenlerle kaplıdır. Bu terasların zemininde çekilen fotoğraflar inanılmaz!
Bu bölgenin topraklarında Hierapolis antik kentinin kalıntıları, ünlü antik Kleopatra havuzu ve gerçek Roma hamamları bulunmaktadır.
Hierapolis antik kentinin kalıntıları muhteşem görünür! Antik kentin güzel korunmuş sokaklarında dolaşmaktan mutluluk duyacaksınız. Roma İmparatorluğu’nun mimarisi, sofistike yapısı ile sizi şaşırtacak. Antik kentin kalıntıları geniş bir alana dağılmış durumda. Tapınaklar, çeşmeler, Roma kapıları, spor salonları, antik Roma hamamları, Plüton mağarası, Apollon tapınağı, Triton çeşmesi, Hierapolis’in agorası, Hierapolis’in nekropolü, dev bir amfi tiyatro – sizi Roma İmparatorluğu’nun antik geçmişine çekecek.
Hierapolis şehrinin M.Ö 190 yılında Bergama Kralı II. Eumenis tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Şehir adını, Bergama’nın efsanevi kurucusu Telefos’un (Herkül ve Augus’un oğlu) eşi Amazonlar Kraliçesi Giera’nın onuruna almıştır.
Yerel kaplıcaların iyileştirici güçleri Roma İmparatorluğu döneminden önce bile bilinmekteydi, ancak şehrin şifalı bir kaplıca merkezi olarak popülaritesi tam olarak Roma döneminde artmıştır. İmparatorluğun her yerinden zengin insanlar tedavi için buraya gelirlerdi ve eğer ölürlerse, geldikleri yerlerin adetlerine göre burada gömülürlerdi. Bu nedenle Hierapolis’te çok çeşitli mezar taşları ve anıtlar vardır.
Şehir aynı zamanda ünlü Kleopatra’nın şifalı havuzuna da ev sahipliği yapıyor. Kleopatra’nın gençliğini ve güzelliğini uzatmak için bu termal tesise geldiğine inanılıyor. Kleopatra havuzunun maden suyu sabit 36 ° C sıcaklığa sahiptir, bu nedenle yılın herhangi bir zamanında antik antik havuzun topraklarında bir sağlık banyosu yapabilirsiniz.
Salda Gölü’nde ve Pamukkale’de adrenalin sevenler için ek ücret karşılığında yamaç paraşütü deneyimi yaşayabilirsiniz. Bu güzellikleri kuşbakışı olarak görmek inanılmaz zevkli olacaktır.
Bu deneyimi yaşayabilmeniz için tecrübe, beceri veya belli bir bilgiye sahip olmanıza gerek yok. Yetişkin ve cesaretli olmanız yeterli.
Yamaç paraşütü, deneyimli ve nitelikli bir eğitmen eşliğinde yapılır. Önceden ayrıntılı talimatlar verilecektir. Sürekli kontrollerden geçen modern ekipman kullanılır.
Çok çeşitli yemekler içeren lezzetli ve doyurucu bir açık büfe sizi bekliyor. Mezeler, salatalar, çorbalar, ana yemekler, tatlılar ve meyveler. Kesinlikle aç kalmayacaksınız ve damak tadınıza uygun bir yemek bulacaksınız.
